16 Mart 2010 Salı

Sahilde Kafka

"Yolculuk yol arkadaşıyla, dünya duyguyla..."

-kitaptan, Japon atasözü-

Tokyo'nun elit bir mahallesindeki evinden, babasının onun hakkında söylediği Oedipus vari bir kehanet yüzünden kaçan dünyanın en sert 15'lik delikanlısı... Küçük yaştayken annesi ve kızkardeşi evi terketmiş. Ona rağmen öyle bir delikanlı ki, televizyon izlemiyor; onun yerine oturup saatlerce kitap okumaktan hoşlanıyor. Kendine koyduğu ad: "Kafka". Neredeyse her konuda bir fikri var. Fazla konuşmuyor; ancak gerektiğinde kendinden onlarca yaş büyük insanlarla bile oturup derin sohbetler edebiliyor, bu konuda hiç sıkıntı çekmiyor. Bilgi dağarcığı o denli geniş.

Tüm fiziksel ve zihinsel gelişimini, zamanı geldiğinde evden kaçmaya yönelik olarak planlamış. 15 yaşına girdiği gün haritadan güneyde bir kent seçip, hiç tereddüt etmeden atlıyor otobüse...

O kentte, yıllar boyunca yolu şehre düşen önemli aydınları ağırlamış çok özel bir kütüphane var. Oranın da birbirinden ilginç hayat hikayeleri olan iki sorumlusu...

Bir de yaşlı amcamız var. Küçük yaşta başına açıklanamayan bir olay gelmiş. O kadar enteresan bir olay ki, Amerikan ordu raporlarına bile konu olmayı başarmış.

Bu amcamız okuma-yazma bilmiyor; ancak kedilerle konuşabiliyor.

Bir tane de bıçkın delikanlımız var. 20'li yaşlarda... O güne kadar tepetaklak giden hayatı yaşlı amcaya rastlayınca değişiveriyor. Senelerce kendisine hiçbir anlam ifade etmemiş şeylerin, amcayla karşılaştıktan sonra yeni yeni farkına varmaya başlıyor.

Kitabın en esprili diyalogları da, bu iki adamın arasında geçiyor.

İşte tüm bu uç karakterlerdeki insanların yolu bir şekilde az önce sözünü ettiğim kütüphaneye düşüyor. Farklı amaçlarla olsa da...

Sahilde Kafka'nın vaad ettikleri yalnızca kesişen hayatları etkileyici biçimde anlatmaktan ibaret değil. Çoğu sayfasında duraklayıp, hakkında birkaç dakika kafa yorabileceğiniz derin mesajlar mevcut.

Bunun dışında kitap tam bir genel kültür hazinesi. Kitabın yazarı Japon Haruki Murakami, gerçek hayatında bar işletmiş olmanın avantajlarını kitaba çok iyi yansıtmış. Beethoven'dan, Schubert'e; 60'ların önemli gruplarından, günümüzün hit parçalarına kadar müzik çoğu yerde sayfalara nüfuz etmiş.

Ünlü Fransız sinemacı François Truffaut, Napolyon ve Aristophanes de kitapta kendine yer bulan isimlerden yalnızca birkaçı...

Murakami, kapitalizmin dünyaca ünlü simalarından ikisini de absürd bir şekilde başkalaştırmış. İsimlerini vermeyeyim; ancak kitabı okursanız çok şaşırabilirsiniz. Romanın diğer özelliklerine haksızlık edemem; ancak kitap sırf o ikisi için bile okunur.

Murakami büyülü gerçekçiliğin en önemli temsilcilerinden biri olduğundan, romanın genelde metafiziğe yaslanmış kurgusundan söz etmeye gerek yok sanırım. Post-modernist çizgisinden de...

Sahilde Kafka hem yükte, hem pahada biraz ağır bir roman. Fakat sayfa sayısı gözünüzü korkutmasın. Çünkü kitabın tadına sayfalar ilerledikçe, özellikle işlerin yavaş yavaş belli olmaya başladığı son bölümlere geldiğinizde anca tam anlamıyla varmış olacaksınız. Keyifli bir anı, sonu yaklaştığını bile bile ısrarla yaşamaya devam etmeniz gibi.

"Sorumluluk rüyalarda başlar"

-İrlandalı şair W.B Yeats, kitaptan-


not: çeviri Japonca aslından yapıldığından hatalar mümkün olduğunca azalmış. İçiniz rahat olsun :)

6 yorum:

  1. Kitabı bitirdikten sonra birkaç gün üzerinde düşünmek gerekiyor çünkü o kadar çok metafor ve sembol içeriyorki, Murakami ne düşünmüşte nereye gönderme yapmış diye kafa patlatmak zorunda kalıyorsunuz. Kendi sitesinde Japonca olarak okuyucuların aklında olan soruları yanıtlıyormuş yaklaık 2000 tane yanıtlamış sanırım, ama şöyle bir öneride bulunuyor amcam, kitabı iyi anlamak için birkaç kez okumalısınz, ben onun yerine kendi çıkarımlarımı yapmayı tercih edicem sanırım

    YanıtlaSil
  2. bir parmak bal çaldığında Macar Salatasında, bekliyorum demiştim. beklediğime değdi. okuma isteğimi kamçılayan bir yazı olacağını biliyordum ve bu kadarını kesinlikle bekliyordum.

    YanıtlaSil
  3. Yazılarına yorum yazarken bile böyle kendime bir çeki düzen verme ihtiyacı duyuyorum nedense...bu ayrı bir tatrtışma konusu ..

    ve de hani şu başta ki söz var ya

    Yolculuk yol arkadaşıyla ,Dünya duyguyla ..

    Müthişş ..

    YanıtlaSil
  4. Rahat olabilirsin sevgili Ateş Böceği yazıyı ben yazmadım, mussano yazdı:))

    YanıtlaSil
  5. sanat notları'na katkısı ve eklemeler için, evren'e hem yazı hakkındaki güzel sözleri, hem de macar salatası'nda daha önce yapmış olduğu ve bu yazıyı yazmamı tetikleyen yorumu için teşekkürler! olay tam anlaşılamasa da ateş böceğine de teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  6. :))) yaaaaa özürrr dilerim mussano ..
    şimdi neden dikkat etmem gerektiğini bir kez daha anladınız mı efenimm :))yaa yine mii pott kırdım ben yaaa ..valla haaa nereye gitsem bir sakarlık yapıyorum

    utangaçç süzgün ve ezik ateş böcesii

    YanıtlaSil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP