17 Şubat 2009 Salı

Başkalarının Hayatı


Film, içinde barındırdığı her bir karakterin iç dünyası ve onun dışarıyla ilişkileri üzerine derinlikli açılımlar ortaya koyarken; yönetimi ellerinde tutan insanların, o düzenin haklarını savunma mantığı ile ellerine verilmiş gücü zaafları uğruna kendilerine kullanmalarının nasıl kötülüklere yol açtığının yanı sıra, hayatın her alanına ideolojik bakan yönetim anlayışının sanata etkileri odağında sanatçı ve aydın olmanın zorluklarını da sergiliyor.

Düzenin, kendini savunma ve koruma adına tek bir doğrudan bakarak, şüpheci bir paranoya ile yaşamı nasıl çekilemez hale getirdiğini, hayatın her alanına nasıl müdahaleci olduğunu ortaya sererken film; aynı zamanda, ahlakı çökmüş sistemin kullandıklarından bir ajanın biraz düşünmeye başlayarak ve fark ederek, katı eğitimlerle yönlendirilmiş aklına ve dolayısıyla sisteme başkaldırıp kendi adaletini uygulamaya koyarak, doğrunun yanında yer alışını da izlettiriyor .

Başkalarının hayatına onların doğrularını anlayan bir gözle bakabilmeyi, onları fark edebilmeyi beceren kahramanımız bu fark edişinden sonra, kendisiyle birlikte izleyicide de yeni düşünceler için yeni kanallar açıyor.

Kendine has sakin bir anlatımla, yalın bir dil kullanarak müthiş bir sistem eleştirisi yapan bu güzel film: Yakın tarihi, ideolojiler arası farklılıkları, insanın tutkulu idealleri için nelerden vazgeçebildiğini -içinizi sızlatan aktris karakterindeki Martina Gedeck'in üstün performansı ile, doğru, iyi kalpli, dürüst insan olmanın ahlakıyla sorumluluk duygusunun arasında kalmışlıktan, hizmet verdiği sistemin kirlenmişliğini fark ederek bir çıkış arayan- Ulrich Mühe tarafından muhteşem oynanmış- yalnız insan Ajan Weisler karakterinin odağında; sizi sürüklemeyi, sarsmayı, çok naif bir lezzetle ruhunuza dokunmayı başarıyor.

Sinemalardan sessiz soluksuz gelip geçmiş, az gişeli bol ödüllü, 2007de en iyi yabancı film Oscar'ını almış bu filmi hâlâ izlemediyseniz; demek ki sinema adına çok şey kaçırdınız!

2 yorum:

  1. Ajanın farkındalığa erişmesiydi beni en çok etkileyen. Çok güzeldi, kesinlikle. İzlediğim en iyi yapımlardan biriydi.

    YanıtlaSil
  2. o farkındalığın duygusal boyutundan yola çıkınca; duygularının kafedeki,final ve kaza sahnelerindeki dışa vurumlarıda çok güzel ve dokunaklıydı...yorumum belki filmin bu anlamdaki duygusal boyutunu pek öne çıkaramıyor,içinde insanlar olan bir film olduğuna vurgu yaparak,bunu bir dip not olarak ekleyeyim:))

    YanıtlaSil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP